Bugün ilkbahar ekinoksu yani güneş ışınlarının ekvatora dik vurması sonucunda aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği gün. Gündüz ile gecenin eşit olması durumu.
Yani gün ışığının karanlığı ele geçirmeye başladığı dönüm noktasını işaret eder. Zihinlerimizde ve bedenlerimizde daha fazla yaratıcı yaşam gücü enerjisini deneyimleriz.
Karanlığın azalması ve ışığın artması ile daha yaratıcı enerjilerin ve hayalgücünün yapılandığını hissederiz. Tıpkı bir sisin dağılması gibi.Zihnimizi ve varolma durumumuzu değiştirmek istediğimizde; genellikle kendimizi kafamız karışık, huzursuz, sıkışmış ve hatta güçsüz hissederiz. Işığın geri dönüşü bize, korkularımızı serbest bırakmak ve kendimizi yeni niyetlere teslim için fırsat sunar.
Şimdi hayatın tazeliğini kutlamanın ve bolluğunuzu yeniden canlandırmanın ve hayallerinizi tezahür ettirmek için enerjinizi yükseltmenin zamanı.
Fiziksel olarak daha fazla ışığı yaşadığımız bugün ve önümüzdeki günlerde sizi sembolik birşey yapmaya davet ediyorum.
Çoğumuz hayatlarımızı içsel rehberliğimizden o kadar kopuk yaşıyoruz ki, bu yüzden benim size önerim; bir mum yakıp içsel rehberliğinizi daha çok dinlemeye ve bunun için her gün içeriye girip sessiz kalmaya söz vermeniz. İçsel rehberliğinizle ne kadar iletişime girerseniz, o da size o kadar rehberlik etmeye başlayacaktır.